İnsan Belleği Nasıl Çalışır? Uzun Süreli, Kısa Süreli ve Duyusal Bellek Nedir? - Psikosayfa

İnsan Belleği Nasıl Çalışır? Uzun Süreli, Kısa Süreli ve Duyusal Bellek Nedir?

  İnsan belleği nasıl çalışır? Uzun süreli bellek, kısa süreli bellek ve duyusal bellek nedir? Bellek türleri ve özellikleri, yerini alma ilkesi, "kodla, depola, ara-bul-geri getir" prensibi...


İnsan belleği
, temelde iki tür bellekten oluşur. Her ne kadar üçüncü bir bellek türünün de olduğunu kabul eden psikologlar olsa da genel literatürde kısa süreli bellek ve uzun süreli bellek, insan belleğinin türleri olarak kabul görmektedir. 

Üçüncü bir tür olarak gündeme gelen bellek ise duyusal bellektir. Duyusal bellek, duyu organları aracılığıyla gelen girdileri depolayan bellektir. Ancak duyusal bellek, günümüzde kısa süreli belleğin bir parçası olarak kabul edilmektedir.

İnsan belleğinin çalışma prensibi, üç aşamadan oluşur. Bu üç aşama; kodla, depola, ara-bul-geri getir olarak sıralanır. Hem kısa süreli bellek hem de uzun süreli bellek, çalışırken bu üç aşamayı kullanır.

 Uzun Süreli Bellek ve Kısa Süreli Bellek Özellikleri

Uzun süreli bellek ve kısa süreli belleğin çalışma aşamaları aynı olsa da bu iki belleğin kapasitesi birbirinden oldukça farklıdır. Dolayısıyla günlük hayatta bu iki belleğin kullanım alanları ve işlevleri de birbirinden farklıdır.

 Kısa süreli bellek, herhangi bir girdiyi en fazla birkaç dakikalığına saklayabilir. Bu süre, kişiden kişiye değişebilir.  Genelde otuz saniye geçtikten sonra hatırlanan bilgiler, uzun süreli bellekten getirilir.

 Yapılan araştırmalara göre, kısa süreli belleğin kapasitesi, ortalama 7 birimden oluşur. İnsanların geneli, 7 birimi aşan girdiyi, kısa süreli bellek aracılığıyla hatırlamakta zorlanır. Çünkü kısa süreli bellek, "yerini alma ilkesi" ile çalışır.

 Yerini alma ilkesine göre, kısa süreli belleğin kapasitesini aşan bir girdi geldiğinde, eski girdilerden birini silerek yenisine yer açar. Yani, bir kısa süreli belleğin 7 birimlik kapasitesi varsa sekizinci bilgi geldiğinde, önceki yedi bilgiden biri silinir. Böylece yeni girdi, kısa süreli bellekte kendine yer bulur.

 Kısa süreli bellekte işlenen bilgi, uzun süreli belleğe aktarılır. Uzun süreli bellek, bilgiyi günlerce, aylarca hatta yıllarca saklayabilen bellek türüdür. Bazı psikologlara göre, kısa süreli bellekteyken tekrarlanmayan bilgi silinirken, tekrarlanan bilgi uzun süreli belleğe aktarılır.

 Uzun süreli bellekte yıllarca depolanabilen bilgi, "ara-bul-geri getir ipuçları" yardımıyla hatırlanır. Eğer belleğe yardımcı olacak bir ipucu yoksa, bilgi depolanmış olsa bile o sırada hatırlanamaz.

 Bazı psikologlara göre, uzun süreli bellekteki bilgi asla kaybolmaz. Ancak belleğin onları bulmasına yarayacak ipuçları, özelliğini kaybeder. Böylece bilgi, bellekte var olsa bile bulunamaz, yani unutulur.

 Bazı psikologların görüşüne göreyse, bilginin kayıtları zamanla zayıflar ve uzun süreli bellekten silinir. "Unutma" bu şekilde gerçekleşir.

 Üçüncü bir grup psikolog ise bu iki görüşü de doğru kabul ederek bu iki durumdan hangisinin gerçekleşeceğinin, koşullara bağlı olduğunu öne sürer.

 Tüm bunların dışında, bazı duygusal durumlar da bellek üzerinde bozucu etkiye sahiptir. Örneğin kaygı, heyecan, korku, öfke, hatta sevinç gibi duygular, bilginin hatırlanmasını zorlaştırır.


Yararlanılan kaynaklar: Cüceloğlu, D. (2013). İnsan ve Davranışı. Remzi Kitabevi

Morris, C. (2002). Psikolojiyi Anlamak. Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları

İlginizi çekebilir: Öğrendiklerinizi Hatırlamanızı Kolaylaştıracak 6 Aşamalı Ders Çalışma Tekniği

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Gönder

0 Yorumlar